İçeriğe geç
Anasayfa » Bilgelik Yürüyüşü 10

Bilgelik Yürüyüşü 10

ORMAN

1


Ağaçlara rastladı.
“Gelmiş olmalıyım.”
Öksürmeye başladı, soluduğu hava soğuktu. Yürüdükçe, soğukça tozlar kaldırıyordu yerden.
Gökteki güneşin bile rengi donmuştu. Her bir ağaca kertilmiş yazıyı okudu: “ akademi ”. Ağaçlar; tüplerle, gönyelerle, atlaslarla oyalanıyordu ağır ağır. Biri de dalgın ve düşünceli oturuyor, arada bir kalkıp diğerleriyle sohbet ediyordu.
—“Hey ağaçlar, bana biraz meyvelerinizden yedirtin, çok acıktı zihnim.”
Aralarından bir ağaç yanına yaklaştı, dallarını göğsünde birbirine dolayıp, ağırlığını bir köküne biraz daha fazla vererek tokça konuştu.
— “Meyve dalda nasıl bitirilir, bilir misin? Önce, bereketli bir toprak bulmalı, delmek için; sonra egemenlik kurmalısın toprak üzre. Bir güneş dikilmeli göğünde, ırganıp yükselmen için; güneş nereye sen oraya.
Kendin gibi ağaçlara sımsıkı bağlamalısın dallarını, hiçbir vakit tek durmamalısın. Ot ve çayır çimen üstünde yücelmelisin ve gölgenle abanmalısın bu yerdekilerin başlarına. Engel olmalısın, onların toprağının özünü kökleriyle içmelerine.
Ancak, sende yüksekliğimize sıçrayacak bacak nerede! Onun için, beklemelisin dibimizde: toplamalısın güz yellerinin düşürdüğü çürümüş meyvelerimizi.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir