— Doğum günün kutlu olsun kadın. Nice yıllara. Çok yaşa, adın da güzelliğin gibi hep yankılansın zamanda.
Hayvansal yasada güç, tek değerleyicidir. Doğa zaten güçsüze yükler yükü; doğada, güçlendikçe, ters orantılı olarak sırttaki yük azalır; sırttaki yük atıla azaltıla güçlenilir.
Varoluşun edilgin tarafında olduğun için doğa ağır yükleri senin üzerine boşalttı ve senin en büyük yükünü: erkeği. Bu yükü ilk önce karnında taşımaya başladın sonra sırtında; sen bir erkek hamalıydın.
Hep bir gölgeydin ve geri plandaydın; onu taklit ettin, ona öykündün, ona özendin; ilk başta onun gözüne girmek, ilerde de onun gibi olmak için pasif hiyerarşinin çemberinde bir çeşit anonim kast oluşturdun, ve en büyük rütben de kaynanalıktı, bu hediye edilmiş efendilik. En büyük payense erkek denen efendinin gözünde en iyi erkek kölesi olmandı, yani en iyi kadın demek en iyi erkek kölesi olmak demekti, yani kompleks giderci bir paratoner olmak.
Dindeki yerin ne? Bir erkeğe, dört elemanlı sıralamanın birinde eş olmak; cariyeysen şayet bu sıralamadaki yerinin sonu yoktu.
Sen, hayat diyalektiğinin ikinci ve zayıf ucu: eşitlik istemi bir idealdir gücün olduğu yerde. Tüm diyalektiğin, eşitlenmek içindi, bu eşitliği sana erkek sunmamalıydı, kendin koparıp almalıydın onu dünyanın bağrından; fakat hâlâ tanınmıyordun , doğman gerekti , senin üzerine erkek kaç kez doğdu kim bilir, bir güneş gibi.
Nihayet sabırlı diyalektiğinle geldin adaletin kıyısına, fakat son ve en ağır bedelini ödemen gerekti : yanmayı; ve bu bedeli Yakın Çağ’ın 129 tane Jeanne d’Arc’ı ödedi. Yanarak hamile kaldın kendinden ve kurtarıcı dişi Musa Clara Zetkin, bir ebe gibi seni doğurttu senden.
Seni örten dine karşı Modernizm, örtünü kaldırdı; bunu senin hayrına mı yaptı? Ziynetini gezdiren bir sergi gibi hazır bulunsun diye karşısında, senin üzerinden bir sektör geliştirdi. Değişen ne? Gene göze girmek için debelendiriliyorsun ve çıplaklığın kullandırtılıyor, hâlâ pazarlanıyorsun bir araç olarak, farkında mısın? Senin görüntünden ne sektörler parasını katlıyor. Kapitalizm seni yem ediyor balık avlamak için. Kaba saba Pavyondan en kibar cicili bicili şirkete kadar birçok sektör senin görüntüne ve ruhuna asalak oluyor.
Kadınlığı savunmak, erkeğe bir itiraz olarak ve ona muhtaçlık duymamak için icat ve inşa ettiğin Feminizm ve hatta lezbiyenlik de bir kapalı sistem, bir kadın komünistliği ve de bir tür kadın milliyetçiliğindir; ve fakat esasen gizli bir erkek olma hevesindir.
Zaman değişse de, gelişse de senin kaderin yerinde sayıyor; gene kaba eller ağzını kapatıyor, yumruklar balyoz gibi tepene iniyor; bir doğum gününü bile sana çok görüyorlar. Tüm neden, fiziksel güçsüzlüğün. Bir kısım erkekler insan olmayı başardığında zaten kendiliğinden bu eşitlik ve adalet sağlamış olacak.
Seni yeterince tanısalar böyle davranırlar mı? Estetiğin ideası ki güzellikçe yüzüne, asaletçe de karakterine yansır. Senin olmadığın yerde sanat yoktur. Sen olmasan Dünya değersiz kalır.
Sen, Kadın: Benim tek anlamımsın. İyi ki varsın! Yolun ve bahtın açık olsun. Çıkabildiğince çık yükseklere, varabildiğince var uzaklara.