BİN SANRI İLİ
1
Yol, onu eski bir beldeye getirdi. Önünde beliren suru, zaman sanki bir mısır koçanı gibi dişlemiş ve sağa sola da dudaklarından, taştan kırıntılar dökmüştü.
Bir gedikten daldı, içerde birbirinden farklı küçük “Site”ler vardı. Hepsi de son derece çağdaştı. Adlarına baktı; ün, estetik, mülk, iktidar…
Sitelerin sakinleri, ellerinde şişeler, arada bir dikip kafalarına koşuşturuyorlardı sağa sola, ama neyin peşindeydiler, doğrusu anlayamadı.
Ve hepsinde ortak olan şey: telaştı; hırslarındaki hırıltı ürkütücüydü.
“Şunlara da bakın, güdümlü mermiler gibiler, sanki bir hedefe kilitlenmişler, ama hedefleri ne ki, ya bu geldiğim yer?”
—“Bin Tanrı İli”
dedi bir Puhu; tünediği eğri dalı titretti, havayı kanatlarıyla tokatlayarak bir gize uçtu.