BMX kırlarda keçi, asfaltta deli tay; doğada maceraperest, kentte beyefendi. Hiperaktif. Özgürlüğün sesi. Dört mevsimlik ayakkabı gibi.
Hem arazi hem de şehiriçi kullanımı için hazırlanmış dehaca bir tasarım. Yüksek gidonun sağladığı hakimiyet rahatlığı, göbek merkeziyle sele dikme açısının oranlı uyumuyla ergonomik olarak tüm beden yelpazesine hitap eder. Motosikletin ilkel atası , hele bir de Alman imâlâtıysa…
Biniciliği onda öğrendik, bir küçük kovboy olarak. Onu sürmek rodeoya çıkmak gibi; hırçın, asi, hareketli, biraz da yaban bu demir boğanın üzerinde, rodeodaki eyerde olduğu gibi sele ile çok az temas edilir. Ona hakim olan dengeye hakim olur. Sizle de uyumu sağlarsa akrobatik bestelerinizi onunla bir enstrüman gibi çalarsınız güzel kızların gözlerine.
Hep bizimleydi, yaz tatilinin zıpır arkadaşı; sabah bakkala ekmek almaya gitmelerin, öğle vakti ağaç gölgesinde yenen dondurmaların, mont üzerinde uzanarak izlenen gün batımlarının; meyve aşırırken ağaçtan, bahçe sahibinin sesini duyunca rüzgar gibi kaçmaların ortağıydı.
Kahrımızı çok çekti; maç yaparken t-shirt askılığı olarak kullanırdık onu, büyüklerden işittiğimiz bir azarda sanki bunun nedeni oymuş gibi, onu çimdiklerdik. Züppe oğlanın yanındaki platonik aşkımızı kıskanmanın öfkesiyle gözümüzden yaş akarken ufka doğru delice koştururduk onu. Akşamları aldırmaz bir şekilde, ayakkabılığın yanına park ederdik.
Yaz biter, ayrılık vakti gelir; o, bodruma kış uykusuna , biz de derslik denen koğuşlara yollanırız. Seneyeki yazın özlemi daha bu yılın sonbaharında içimize çökmeye başlar.
Sevimli serseri, yüzünü buruşturup, kışın sıkılarak bekler sayılı günlerin bitmesini. Ve bir zaman, gene yaz gelir; sarılıp kucaklaşırız , dürter bizi şirin, dürüst, asi dostumuz; özgürlüğün yolunu göstererek bizi yeni keşiflere ayartır.