YASAL KÖLE
1
Yitik, indi tepeden yorgun.
Burnuna taze ekmek kokusu geldi. Gözlerini yumup takip edince bu güzel kokuyu, bir işçinin alnına çarptı. İşçi, elinde kazma kayalara vuruyor, foterli adama maden çıkarıyordu.
Foterli bağırdı yüksekten:
— “ Haydi çabuk olun, durmayın tembel herifler! ”
” İkinci milenyumdan sonraki onuncu senede, değişen bir şey yok; o yine efendi, sen yine köle.”
Bir zamanlar yasa buyurdu: “Kölelik kalksın, eşitlik olsun.” Meydanda böyle çığrındı. Külahlar havada uçuştu: ” Yaşasın! “
Yeni kral, devlet; bir eliyle göstermelik, masanın üstünden kölelerle; diğer eliyle de masanın altından, yürekten el sıkıştı yeni derebeyi, şirketle: “Efendiler, salıverin köleleri teker teker!” Sonra fısıldadı kulağına patronların: ” Merak etmeyin, geri dönecekler. “
Açlığın özgürken acı verdiği an tasmayı gönüllü takar Eroğlu; çaresiz, çaldı kapısını yeni kralın: ” Yardım et bize, sen babasın.”
Babaysa, kendine gereği aldı da gerisini dışarda bıraktı. Kendinden olmayan ya üveydir ya piçtir onca. ” Bakın başınızın çaresine, benden bu kadar “; ve kapadı kapılarını avlusunun, artanı sürdü gurbete.