DOST YURDU
3
Biri sordu:
— “Yoksa sen de mi onlardansın?”
— “ Onlar…” dedi Yitik, buruşuk yüzle.
— “Bilir misiniz, onların güneşi kararınca benim gölgem aklaşır. Ürkek yağmurlarla biriktirdiğim utangaç denizimin dalgaları onların kıyılarına vurmaya korkar. Onların kayalığı benim suyumu yontar. Onlar çıkarken batanım ben; ne kadar yükselirlerse o kadar alçalırım.
Yeryüzü oyun yeridir onların, isteklerince tepişirler biz ahmaklar üstünde. Zira Tanrı’dır bizleri pirinç çuvalındaki taşlar olarak gören ve de ayıklayan.
Ben ki, bırakınız üstünlüğe, sıradanlığa dahi imrenenim, benim doruğum bunu bekler. Sizler, dostlarım dememe izin verin, insenize yüksekliğime!
Peki ya dostlarım, umuda ne oldu? ”
— “ Hiçliğin karşısına umudu mu dikeceksin, o kemirgen fareyi! Sakın bize umuttan söz etme.
Bizler ki, umudun pulluğuyla sürdük gönüllerimizi, mutluluğu ektik, gözyaşlarımızla suladık. Yıllarca bekledik yanı başında, fakat yeşereni değil sararanı gördük, sanki ekin ektik diken biçtik. Kırdık pullukları, ne sürüyoruz bu toprağı ne de artık ürün bekliyoruz.”