ERKEKLERE !
— “ Erkekler, dinleyin beni. Dişiler malınızdır sizin. Güçsüzdür onlar, bir doğuştan yenik, esir düşmüş ellerinize; işte bundandır hep yenilgiyi beklemeleri. Bu onların en doğal alışkanlığıdır ve bu yüzdendir erkeğin de hep yenmişini sevmeleri.
Onlara karşı hep bedeniniz konuşsun, zihniniz değil: çünkü düşünce onlara yabancı bir dildir, onlar ancak bedeni okuyabilir.
Onları hep aşağı görün ve onlara karşı hep yukarıdan yürüyün, ve dik tutun burnunuzu: daha da yükselmişsiniz, nasıl oldu bu? Aşağı bakın, bunu kadınlar yapmış. Nasıl da iştahlı mıncıklıyorlar kabalarınızı.
At, bindirmez ürkeği ve köpek, kovalar korkağı: onlarca bu güvensizliktir. Kadın bu iki karışımdandır. Hep dize getiren bir efendisi olsun ister; korkarsanız köpek olur, korkutursanız da kedi, dizinizin dibinden ayrılmaz, oturur kuyruğunu sürte sürte.
Erkek pisliğe, leşe konmayı pek sever: sinek gibi. Ve ister kadın, en sonu kendisine konmanızı. Onlar ne kadar kirlenseniz de sizi kabul eder ve bayılır erkeğin kadınla kirlenmesine, buna: çapkınlık derler; zira bunu yapan erkek kadını en iyi tanıyanmış; bunu söyleyemese de, en dindarı dahi sever ve benimser.
Şımartmaya gelmez kadın; şımarınca çocuk olur, ne yaptığını bilmez. Kırbaçlayın kalçasını topacın, daha iyi dönüp raks etmesi için çevrenizde; hep kafes çatın bunun için ‘baskı’ nın elleriyle.
Kılı ve kası sizden onlar ister. Gorilinki gibiyse tüyleriniz, gürse sakal ve bıyığınız, küçük bir tepeyse pazılarınız, hele bir de esmerseniz, siz en iyi erkeksiniz, kadın çeken bir mıknatıs.
Son diyeceğim, iyi bir armut yemek için iyi bir AYI olmak gerekir: çünkü armutlardır ayıları sevenler.”