İçeriğe geç
Anasayfa » Mahzun Bir Anı: Pazar Ayini, Altın Gün

Mahzun Bir Anı: Pazar Ayini, Altın Gün

Pazar gününün değeri:
Pazar bir vaha, haftanın sıcak çölünde; uyusam mı, hafta içi özlediğim kahvaltıyı mı yapsam, yoksa temizlik mi, ya da gezsem mi? Daha bu kararsızlıkla tüketmeye başlarız pazarı.
İnsan varoluşunun devamının ana iticisi rızık teminidir; yetenekleri ve olanakları eşit serpiştirmeyen ve kendine zorunlu kılarak bizleri bir bağımlı yapan hayat, bir türlü alt edemediğim madde yasalarına uyarlanma yoksunu ve yoksulu, gözünde bir onay anarşisti olan beni, beceriksizliğimin günahının bedelini ödetmek için gurbetkârların mutlak bir uğrak yeri olan keskin, kanlı demir dişlerden bir cehenneme, İstanbul’a fırlattı. Mekaniğin huzurlu düzeninden uzak, farklı ve çoklu stres dalgalarının depreştiği, tüm uzuvlarımı kerpetenle çimdikleyen özel sektör; hem zihince hem bedence çok yoğun ve yorucu bir iş. Birçok sıradan ve tabandaki emekçi gibi sabah ve akşam iki saat yol çekerdim, zamana da hamallık ederdim. Birgün sihirbaz bir tesadüf, şapkasından tavşan şirinliğinde bir zarf çıkardı; bana, o sıralar Topkapı Sarayı’nın müdürü olan İlber Ortaylı Hoca’yla pazar sabahı yapılacak bir kahvaltının davetiyesi hediye edildi. Sevinçten havalara uçtum, fakat cumartesi günü de çok yorulmuştum. Sabaha saatimi kurdum. Gece bitti, acı acı çaldı saat, sanki bana kızmıştı: Pazar pazar bu ne mesaisi, diye. Saat bile dinlenmek istiyordu. Gözlerimi ovuşturarak açtım, sırtımda, akşamın yorgunluğunu silkeleyecek gücü bulamadım, yere yorgun bir bakış attıktan sonra gözlerimi yumdum, batan bir gemi gibi sıcak yatağa daldım.
Tatil nedir bizim için? Bir ayin; biz dindarların hafta içi çok özlediği, uzak kaldığı, iple çektiği bir ayin. Dinimizi yaşayabildiğimiz tek gün, bari Pazar günü dindar kalalım.
Yorgunluk bizleri dindar bir Hristiyan yapıyor. Hocam, senin için ayinimi kaçıracak değildim ya; ben tatilin ve uykunun dindarı. Yorgunluk denen Papaz Efendi vaazını verdi, “uyuttu” beni, bilim dinleyecekken din vaazı dinledim, Pazar ayininde. Milyonda bir gelecek fırsatı yorgunluğun sunağında Pazar’a kurban ettim.
Su neyse çöle, Pazar da öyle hafta içine.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir