HASTANIN AYNASINDA ANLAM
Komplekslerin, acziyetin, zorun, kötü sağlığın, yeteneksizliğin zihnini bulandırdığı ve hasta ettiği kişi, uçurumun kenarında, ayağının biri boşlukta biri tabanda; bir adım ileri mi gidecek, geri mi gelecek?
SAYIKLAMALAR
— Genelde bana, bu kocaman açtığım ağıza; şaşıranlar, zihni bozarmışlar, araftakiler, yani aslında hep inançlılar gelir, zira Tanrı’ya inanmayan bana da inanmaz.
Sorunun ne:
— Var olmak.
İnanıyor musun ?
— Evet
— İnancın sevginden mi, korkundan mı, saygından mı?
Timsahın dişleriyle, inlete inlete yüzünün derisini sıyırdığı zebrayı, maharetli sırtlanın öldürmeden parça parça ettiği ceylanı, sobanın üzerine düşerek yanıp ölen küçük kızı görünce; gözlerim hep acıyı tadıyor, O’nu nasıl severim, mi diyorsun ?
Yoksa; yadsıdığın takdirde, irin yiyip, kaynar su içerek, hiç ölmeyerek bitimsiz kalacağın işkence yeri cehennemden kendini kurtarmak için O’ndan korkarım, mı diyorsun ?
Yoksa; şaşmaz kanunların yürüdüğü, varlık çeşitliliğiyle zenginleşen, duyuyu ve aklı mest eden, mühendisliğin hayran hayran baktığı evrenin ardındaki Tasarımcı’ya saygım var, mı diyorsun ?
Yoksa; her çeşit et, meyve, köşk, ipek döşek, bal, süt, içki, hizmetçi ve huri verecek cennette, bunun için seviyorum, mu diyorsun ?
— Bazen hepsi bazen hiçbiri.