Ellisinin eşiğine iki karış kalmış, tekniğin daha fazla onaramayacağı yüzündeki yapay güzelliğin onu terk etmeye hazırlandığının farkında olan, her zaman işe yarayan joker kartını, güvendiği fiziğini şöhret oyununa süren kokot adayı, ağdaladığı, yelken direğinden kesilme yağlı bacağıyla, kasabın çengele astığı koyun budunun garibanı iştahlandırdığı gibi şehvetlendirir çıplaklığın görüntüsüne aç itleri.
Basenini, budunu ve göbeğini sergilerken sosyal medyanın tezgahında, kendini dişi bir kaniş yerine koydurup, peşine it avatarlarını takmış oluyor; akıtılan salyalardan, ulumalardan ve ıslıklardan başı dönüyor; gündem olmak, gündemde kalmak uğruna etini feda ediyor. Kart Kaniş halefinin hayran ordusu: sübyanlar, yaşlı serseriler, hazırda bekleyen avare alkış memurları… İtlerin önüne attığı etten görüntüye olan ilgiye ve rağbete bakıyor ve aldığı yaltaklı yorum ve beğenilerin hoşnutluğu, kibirle şımaran egosunun doyum için günlük dozunu karşılıyor.
At butlu, topuğuyla; bacak arasını, pörsümüş hazinesini saklar, X biçimli porno pozu verir, müstehcen dergilerin ön kapağına, ya da, bir zaman, mürekkebi cinsellik olan gazetelerin ilk sayfasına konan o fotoğraflar gibi.
Aynada fiziğine bakıp bakıp ve gururla attığı kahkahayla, menopoza başkaldırısıyla duvarları yankılandırır : ” Bende hâlâ iş var ! “
Evet, piyasanın sende ve seninle daha uzunca bir zaman işi var, kendini pazarlamaya devam et, mahalle kafalı görgüsüz.