Mümin gökten yardım ipini bulamazsa: Sabır. Ne için? Cennet için. Keyif sürmek, sarhoş olmak: İşte sana anlam. Hayır, anlam şudur: Cehennemde yanmamak.
Yetenekli doğan, asildir. Ast adam ile üst adam. Doğuştan üstler, asillerdir. Kimdir onlar: iradeli, sağlıklı, sosyal, zeki, yetenekli…
Asalet fıtrattandır; cins bir köpek gibi soyu gibi. O, asaleti ayırmış, süzmüştür, kendisi için. Gerisi üvey mızmızlardır, yani senin gibi ıskartalı kullar. Siz: İnsan artıkları, insan arazları.
Sınav bitimsiz; her ufuk bir sınav, mezar son ufuk. Siz salaklar bilmezsiniz en çetin sınavlardan birini: Kadınlar onun üflediği ruhunun dişi yanıdır; ondandır işte siz erkeklerin aşık olması, bu tanrısallığa. Siz ezik ve çürük ve yerdeki elmaların hep mükemmel bayanlara yani tanrısal ağacın en aydın ve parlak meyvelerine aşık olmasının nedeni, onlara Yaratıcı’nın ruhunun daha üstün tarafından, daha güçlü üflenmesidir. O kadınlar size ait değil, onlar kim bilir hangi asil erkeklerin kaburga kemikleri.
Tanrı’nın çizdiği çizginin hep siyah tarafındasınız, gölgesinde; yani hep ikincilersiniz; onlar, yani öz kullar: güneş, yani, zahir; sizlerse gölge, yani bâtınlarsınız. Hep kalifiye, hep figüran.