Hesap-kitap, plan, bitimsiz idealin köle askeri. Kent Yahudi’si hiç bir zaman kırların, ağaçların, akan bir derenin, bir doğa hatırasının tadına varamayacak, kentin zorunluğuna hapis bu vazo çiçeği.
Göç edecek başka yer yokmuş gibi sarışınların diyarına yöneldi ( ki günümüzde de böyle değil mi, göçlerin ekserisi Avrupa’ya, bu medeniyetin güneşine). Batı toprağında, her ne kadar milliyetçi olsa ve görünse de bu güneyli çöl köylüsü, kompleksli haliyle itici ve arka tarafta bir kara çiçek olarak kaldı. Bu sarışın topraklarda, soyluluk savaşla, bilek gücüyle elde ediliyordu; özünde bir SARI kök, SARI bir geçmiş bulamayacağından kabul ettirmek için kendini, icat edilen “ türedi soyluluğa ”, paraya sarıldı; başka türlü eşitlenemeyecekti; cebindeki sarıyı gösterdi: altını; burjuvaya rüşvet verdi, bu klübe üyelik için parayla vize aldı, sosyeteye kaynadı; yani sonradan görmeliğin adı burjuvalıkla, ne tarih, ne kültür, ne de ten olarak değil fakat parasal anlamda yükselerek, yani eşitlenerek Avrupa asilzadesinin masasına oturdu. Onlar zaten ve zira “paranın soyluları” ydı her daim, bu soyluluğun atası paraydı.
İsimler değişti batılı ismi oldu, bir Cermen ismi ( tabii Cermen, bu Kuzeyli, nereden bilecekti torununa değil de bir Güneyli esmere isminin verileceğini). Ruhunu her daim korumuş Yahudi Avrupa’da deri değiştirdi. Sarışın genin o aydınlığını yapıştırdı üstüne başına: buğday sarısı teni, uzun boyu, güzelliği. Esmer gittiği hicretinden, gurbetinden İsrail’e sarışın dönen bu çerçiler Musa’nın ateşi getirdiği gibi bir çöl ırkına da bu geni getirdiler, bu yeni tipi; sarı Yahudi’yi: tipi sarışın bir süzgeçten süzülmüş, teni altına boyanmış bir fason Cermen. İsrail ne mutlu: Alman’a çalan isimler, sarıca görüntüler. Ne zaman sarışın bir Yahudi görsem gülesim geliyor: bu esmer sarı, Conractio in adjectio.