Tanrından uzaklaş, onu hatırlama, onu kapısına gitme. Bak benim kapıma geldin. Ona gitsen bir sürü azar, kakıç, nasihat, yaptırım… Dilenci gibi el açma, zira el açmayana da bir sürü hediye dağıtıyor.
Mızmızlanmayı, herşeyi ondan istemeyi bırakmalısın. Onu ancak çaresizler gerekser. Her yargının altına “hayırlısı” mührünü basıyorsunuz ve fakat bu mührün mürekkebi çok soluk, yani samimiyetsiz olduğundan. “Hayırlısı”: En saçma beklenti, en riya kokan.
Dua; istek değil, Tanrıyı’ı anmadır, onun ululuğunu. Dua, olacağı değiştirmez; yalnızca, isteğiniz olacak olana denk geldiği için duam kabul oldu dersiniz; bazıları bunu da kaderden sayarak olaya bir kapak takar ama bu kapak yuvarlak değil dört köşelidir; güya, senin dua edeceğin de kaderde varmış.