Spengler, filozoftan ne çok şey bekler; bazı büyük ve ünlü filozofların matematikçi olmamalarından yakınır, çünkü Spengler’e göre onlar üstün zekalıydı ve bunun için de hemen her konuda fikir sunmalılardı.
Dayatmalar ve de ısmarlamalar felsefenin doğasına terstir. Filozofun neye ilgi göstereceği, sorun olarak neyi ele aldığı ona kalmıştır; feneri nereye tutacağı kendi tasarrufundadır.
Felsefe yorgun, düşünce işçisi filozof yorgun, o; sanat, din, bilim… hangi birine yetişecek, biraz da bu alanların icracıları felsefe yapsa, evrensel bilgi yüküne omuz verse.
Peki ya matematikçi filozoflar, matematikle ne kazandırdılar felsefeye? Platon ideallere, Pisagor buğulu bir mistiğe, Russell mantıkçı atomculuğa, aynen, Leibniz de belirsiz monadlara daldı; yani tam bir soyut dünyaya. Bazen matematikle fazla içli dışlılık metafiziğe götürür, somutla iş görülmediği için. Arabanın tabanı yere basmalı, matematik maddeye değmezse patinaj yapar.
İlginç: filozof Bay Oswald Spengler, iyi bir matematikçiydi fakat tarihi seçti.