UYANIŞ
7
Sağında Geçkin solunda Ergen’le yola koyuldu Yitik.
— ” Sen: Yitik kişi, ne hamsın şunun gibi, ne de günü geçmiş, benim gibi. Olgunsun, yalnız hâlâ kabuğun var ve bu kabuk artık bu meyveye yabancı. Kır, at kabuğunu da meyveni tadalım. Sen, Yitik kişi, biz arasında bir denge ol.
Bir kocamışla bir ergene ancak sen olabilirsin bağ. Sen: düş çözen, sen, gerçeğe uyanan. Benim önümde yürüyecek yol kalmadı, bunu bana —dizlerim söyler. Şu genççik ise hiç yol yürümemiş, titreyerek duruyor her eşikte.”
— ” İhtiyar, toyluğun senin kadar yaşlanmamış daha. Biriniz ileri, biriniz de geri gitmek istiyor. Ona us, konmak üzre; sendense yavaş yavaş kanatlanıyor.
İhtiyar, benim sana vereceğim bir Sağ ol’dan başka bir şeyim yok, ama senden alacağım çok şey var. ” diyerek ezik adamın gönlünü aldı Yitik. Adamsa Yitiğin bu sözleri üzerine O’na vereceği armağanı Ergen’in eline sıkıştırdı ve Ergenin kulağına birşeyler fısıldadı.
Yolun sonuna geldiler, Yitik önünde açılan boğazı gördü, ” Demek eşiğin öte yanı denizmiş. Ayaklarımın yolu burada bitti, şimdiyse kulaçlarımın yolu açılıyor. Umarım kollarım da sağlamdır bacaklarım gibi. “
İhtiyar adam Yitiğin yüzündeki endişeyi gördü ve gülümsedi.
— “ Yoo, konuğumuzu götürecek kayığımız var; kürekleri de Ergen çekecek.”
Yitik Geçkin’i esenledi, gülüşüp kucaklaştılar; ve denize Ergen’le açıldılar.